Aslantepe
 

ASLANTEPE'NİN ÖYKÜSÜ

"Aslantepe, İstanbul’un anıtsal mimari simgesi olacak”

Aslantepe Projesi için Başkanlığı döneminde yoğun çalışma yapan ve temel atma töreninde bulunan Galatasaray Spor Kulübü 32. Başkanı Özhan Canaydın'ın Galatasaray Dergisi'nde yayınlanan röportajı

Seyrantepe projesinin Galatasaray için önemiyle başlasak...
Hiç şüphesiz ki bu proje Galatasaray’ın her anlamda geleceğini kurtaracak bir projedir. Ancak ben ilk önce herkesin bilmesi için şu gerçeğin altını özellikle çizmek istiyorum. Ali Sami Yen’in mülkiyeti GSGM’ye yani devlete aittir. Türkiye’deki bütün statlar, Şükrü Saracoğlu da, İnönü de dahil mülkiyet itibarıyla devletin malıdır. Kulüpler ise buranın sadece üst kullanım hakkına sahiptir. Bu arazileri satın almış bile olsanız mevcut imar durumu size orada sadece yeni bir stat yapma hakkını vermektedir. Yani o arazilerde biz kulüpler, tapusunu da alsak konut, işyeri benzeri yapılar yapamayız. Bu önemli gerçeği göz ardı etmemek lazım.

Göreve ilk geldiğinizde stat projesini nasıl ele aldınız?
Bu süreci bir özetlemenizi istesek.
2002 Mart seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde seçim öncesi taahhütlerimizin arasında en başta geleni Ali Sami Yen Stadı projesinin hayata geçirilmesiydi. Bu çalışmalarda ilk olarak ön projeler çizildi. Bunu da Tekfen Grubuyla beraber yaptık. Çünkü bizden önceki yönetim bu grup ile stat inşası için bir anlaşma imzalamıştı. Sonraki çalışmalarda bazı sıkıntıların olduğu ortaya çıktı. Zaman geçmiş, imar durumumuzun da son dönemin gelmiştik. Kredi arayışının içine girdik. Yalnız arazi tapusu bizim olmadığından kredi almakta büyük sıkıntılar çekiyorduk. Bu süreçte kredi bulmak isteyen bazı aracıların da olumsuz etkileri oldu. Galatasaray, Sahip Som olayından dolayı kredibilitesini kaybetmiş değildi. Bundan önceki dönemlerde de bir Yabancı-Türk ortaklığıyla kredi anlaşması yapılmıştı. 100 milyon dolarlık anlaşma imzalanmış fakat Türkiye’deki aracılar başka sebepten dolayı tutuklanmışlardı. Demek ki, bu tip olaylar her zaman için olabiliyormuş.

Ancak yine de kredi arayışlarını devam ettirdiniz…
Çalışmaları çeşitli boyutlara çıkardık. İmar izninin bitiş günü yaklaştıkça biz çalışmalarımızı hızlandırdık. Amacımız parsiyel olarak bu stadı bitirebilmekti. Ancak söylediğim gibi, kredi temini konusunda ciddi problemler vardı. Modern ve Galatasaray’a yakışan bir stad yapmak için önemli miktarda bir para gerekiyordu. Kulübün içinde bulunduğu maddi durum itibarıyla bu ilave borç yükü demekti. Ancak yine de bu arayışları ciddi boyutlarda sürdürdük.

Bu süreçte bazı kredi olanağı önerileri de aldınız ama kabul etmediniz. Neden?
Evet, böyle bazı öneriler aldık ancak önerilen geri ödeme koşulları Galatasaray açısından hiç olumlu değildi. Hem büyük bir miktar borç içerisine girecektik. 10 yıl boyunca borcu faizleriyle birlikte geri ödemek zorunda kalacaktık. Stadı yapıp bitirip işletmeye açsak bile mali sıkıntımız yıllarca devam edecekti. Üstelik de, bu seçeneği tercih etsek bile, tüm parasını ödememize rağmen stadın mülkiyeti yine bizim olmayacaktı! Diyelim ki, Ali Sami Yen Stadının yeniden yapımı için 100 milyon dolar kredi bulduk ve stadı yaptık. 10 senede en iyi şartlarla geri ödeyeceğiz, faizini ödeyeceğiz. Peki stat kimin biliyor musunuz? Stat GSGM’nin. Borçlanıp stadı yapacağız, 10 sene faiziyle birlikte geri ödeyeceğiz. Bu 10 sene zarfında şimdiki stattan geldiği kadar gelir bile kalmayacak bize ve yaptığımız stadı bir de GSGM’ye devretmek zorunda kalacağız. Üstelik bir de 20.000 kişilik portatif bir başka stat yapma taahhüdümüz de vardı o zaman. O da GSGM’ye devredilecekti. Yani özetle demek istediğim şu ki, biz kredi bulup Ali Sami Yen’in yerine bir stat yapsak bile o stat GSGM’nindir. Şimdi biz 1 lira harcamadan Seyrantepe’ye gideceğiz.

Kredi seçeneğini zorladınız yani…
Stadı kendi paramızla yapmak konusunda çok çabam oldu. Bunu herkes biliyor, şahittir.. Eğer Galatasaray’ın geleceğini düşünmeden, sadece kendi Başkanlık kariyerimi düşünerek hareket etseydim, belki bugün Mecidiyeköy’de 40.000 kişilik bir stadımız olurdu. Ama o kısıtlı arazi üzerinde sıkışmış, birçok özelliğini yitirmiş, yine sonuçta devlete ait olacak olan bir stadımız olacaktı ve biz sanıyorum 2020 yılına kadar o kadar borcumuzun üzerine bir o kadar daha borç ödemek zorunda kalan, hareket alanı iyice daralmış, stadı olmasına rağmen neredeyse stad gelirleri olmayan bir kulüp olacaktık….

Olay sadece finansmanla da bitmiyor. Daha başka sorunlar da var. Ali Sami Yen’in şu anki arazisinde bir stat yapılacak olduğunda, bu 40 bin kişilik olursa arkada 5 parsel var, onların da alınması gerek.. Başkalarına ait tapu tescil belgeleri olan parselleri kastediyorum. Likör fabrikası tarafında giriş çıkış sorunu var. Ali Sami Yen’de 2 bin araçlık bir otopark yapılacaktı. 600 araçlık katlı otoparkımız da var. Bu trafiği alt üst edecekti. Eski iznimize rağmen yeni taleplerimizde yetkililer bize hayır demişlerdi.

Bu dönemde başka alternatifler oldu mu?
Evet, oldu. Bu arada Olimpiyat Stadı için bize teklifler gelmekteydi. Kullanım hakkı bize 49 seneliğine verilebilirdi. Çalışmaları o konu üzerinde yoğunlaştırdık. Oranın en büyük problemi olan rüzgar sorununu çözmek için bir Fransız firması ile temasa geçtik. Ama görüldü ki, orası hiçbir şekilde bize uygun değildi.

Seyrantepe nasıl ortaya çıktı peki?
Bu arada kredi olayları da gerçekleşmeyince Mustafa Sarıgül bize Seyrantepe arazisini gezdirdi ve bir öneri getirdi. “Buraya stat yaparız, başka şeyler de yaparız, bu arada Ali Sami Yen’i de veririz” dedi. Mustafa Sarıgül, ayrıca “Ali Sami Yen’in yerine bir otel yaparız, o oteli yapacak olanlar bize stadı da yaparlar. Böylece stadı ucuz bir şekilde malederiz” önerisini getirdi.

Bu öneri pratikte neden gerçekleşmedi?
Öneri basına yansıyınca, Milli Emlak’tan ve Bakanlıktan bir çağrı aldık. Bize Ali Sami Yen GSGM’nin, Seyrantepe ise Milli Emlak’ın malı dediler. Bize bir Resmi Gazete getirdiler, iki gün öncesine aitti ve baktık ki, Seyrantepe satışa çıkmış. Bunun üzerine bir yetkili bize tavsiyede bulundu ve bu olay basına yansıdı diye cevap verdik. Bize şimdi bir yolunuz var denildi. Seyrantepe’ye bir stat yapmak isterseniz, Ali Sami Yen’le bir değiş tokuş yapmanız halinde bu imkan size sağlanır dediler. Bunun üzerine biz de Ali Sami Yen’deki zorlukları, trafiğe gelecek olan ekstra yükü de göz önüne alarak, Seyrantepe projesine yöneldik. Devletle yapılan görüşmelerde Seyrantepe’nin bize verilebileceğini öğrendik. Seyrantepe için o güne değin iki ihale yapıldığını ancak bu ihalelerin geçerli olmadığını öğrendik. Bir ay içinde ihale var ancak siz talip olursanız ihaleyi iptal ederiz dediler. Ve biz Ankara’da 19 Mayıs 2004 tarihinde Başbakan tarafından ihalenin kaldırılması ve bu arazinin kullanım hakkının sportif amaçlı tesisler yapmak için Galatasaray’a tahsisini içeren anlaşmayı imzaladık. İhale iptal oldu ve üst kullanım hakkı tapusunu aldık.

Bu tapunun alınmasından sonra neler yaşandı?
Sonradan öğrendik ki, iki tane büyük kooperatif ve bir kooperatifler birliği o arazi için çalışma içindeymiş. Üst hakkı bize verilince onların çalışmaları geçersiz kaldı. Bunun üzerine kooperatifler bize bir teklif getirdiler. Bu teklife göre araziyi satın alalım ve tapusunun da yarısını size verelim dediler. Stadın yanısıra diğer taraflara da mesken inşaatı yaparız dediler

Bu proje neden gerçekleşmedi?
Üst hakkı yerine arazinin yarısının tapusunu almak bizim için daha avantajlıydı. Stat inşaatı için bulabileceğimiz krediler için de elverişli bir durumdu. Toprak tapusu mühim çünkü. Fakat çok uzun sürdü ve neredeyse 1 senemizi bu iş için kaybettik. Maalesef bu gerçekleşemedi.

Bugünkü nihai çözüm şekline nasıl gelindi? Siz mi önerdiniz?
Evet. Biz alternatif teklif olarak, Ali Sami Yen’i bırakalım, bunun karşılığında Seyrantepe arazisi bize verilsin dedik. Yine Ali Sami Yen gibi 49 senelik üst kullanım hakkına sahip olduğumuz bir stat yapalım dedik. Artık şehir içinde kalan statlar belediyelere terk ediliyor, belediyeler orada özel imar durumları çıkararak bu şehirlerin takımlarına bedava yeni statlar yapıyorlar. Kayseri ve Antalya’da bu süreç başladı. Bizim bu konudaki çalışmamız ve çabalarınız örnek oluşturdu ve devletin felsefesi oldu.

Bu alternatif öneriyi biraz açar mısınız?
Ali Sami Yen’deki arazimiz biliyorsunuz 34 dönümdür. Buradaki ise 120 dönüm. Buraya 52 bin kişilik üstü açılır kapanır çok amaçlı bir stat yapılacak. Ciddi bir çalışma dönemine girdik. Ali Sami Yen’de 49 sene için 68 milyon dolarlık bir kira anlaşmamız vardı. Biz Ali Sami Yen’i bırakınca yeni stadın üst kullanım hakkı hiç bir ücret ödenmeksizin Galatasaray’ın olacaktı. Kira bedeli ödenmeyecek. Bu toplamdaki borcu da düşürecek. Bu stadın yapımına tek bir lira harcamayacağız.

Bu takasta Galatasay’ın dezavantajlı olduğu ileri sürenler var…
Evet, bazı çevrelerde İETT garajı ya da karayolları arazisi 8 bin dolar metrekare değerle ihale edilirken Ali Sami Yen arazisi nasıl bedavaya bırakılır diye yorumlar yapılıyor ki, bunlar temelden yanlıştır. Çünkü Ali Sami Yen arazisi bizim değil. Diyelim ki parasını bir yerden, bir şekilde bulup devlete ödeyerek biz bu araziyi devletten satın alsak bile yine sportif amaçlı kullanmak zorundayız. Zaten o araziyi üst kullanım hakkına sahip olan kulübe sattığınızda bile yerine yalnızca stat yapabilirsiniz. Bir imar değişikliği de yapılamaz. Yani Galatasaray GSGM’den Ali Sami Yen’i satın almış olsa bile sadece stat yapmak için alabilir. Kati bir surette yeni bir imar durumu alınarak buraya mesken, otel işi merkezi vs. yapılamaz. Yalnız stat yapılabilir.

Eleştirilerde bu takasın eşitsiz olduğunu öne sürüyorlar?
Avrupa’nın en modern beş stadından birisinin yapımını hazmedemeyen gruplar tez olarak ısrarla Ali Sami Yen gibi kıymetli bir mülk bırakılır mı, onunla trampa edilir mi temasını işliyorlar. Biz Ali Sami Yen’in yalnızca üst hakkına sahibiz. Bu mülkü satın alsak bile sadece stat yapımı için alabiliriz. Biz TOKİ değiliz. Onlar gibi özel bir kanuna tabi değiliz. Bu ülkede sadece TOKİ, imar durumunu belirleme ve değiştirme fonksiyonuna sahip bir kurum. Kanunda yazıyor, isteyen açar okur. TOKİ buradan gelecek gelirle ve kendi kanununun verdiği imkanla Seyrantepe Stadını inşa edecek ve otofinansmanı yoluna gidecek. GSGM ile yaptığımız anlaşma gereği bu stadın üst kullanım hakkı da bir bedel ödemeksizin Galatasaray’a verilecek. Bu takas eşitsiz olabilir mi hiç?

Peki, stadların kulübe devredilmesini öngören bir kanun tasarısı hazırlığından bahsediliyor…
Yarın öbür gün bir kanun çıkar da üst kullanım hakkına sahip kulüpler bu statlara sahip olma fırsatına kavuşursa, Seyrantepe’deki 120 dönüm araziye üstündeki modern statla birlikte sahip olmak için gereken adımları da atarız elbette. Eğer bazı grupların ısrarla söylediği gibi biz Ali Sami Yen’i alıp da ona yeni bir imar durumu çıkarabilsek o zaman haklı olabilirler. Ama şimdi bunu söylemeye hiç hakları yok.

Seyrantepe’deki stadın yerinin saptanması da başlı başına bir süreç aldı. Biraz da bundan bahseder misiniz?
Evet. Bu çok önemli bir konuydu ve bir dönem vakti de o süreçte harcadık. Ama harcanması gerekiyordu. 384 dönümlük arazinin üzerinde üç tane inşaat yapılacak tepe vardı. Biri 15, biri 120 ve diğeri de 60 dönümdü. İlk başta bu 60 dönüm ve çevresi bize verilmişti. Bu kenarda ve meskenlere yakın bölgedeydi. Biz inşaatı ısrarla 120 dönümlük tepenin üstüne aldırmak için uğraştığımızdan dolayı 6 ay kadar zaman kaybettik.

Bunun önemini ve farkını biraz anlatabilir misiniz?
Önceki yer çukurdaydı. Stat çukurda kalacaktı. Ayrıca orada yapılsaydı arazi yeterli büyüklükte olmadığından yarısı sütunlar üstüne inşa edilecekti. Şimdi stat bir anıt gibi arazinin en güzel yerinde yer alıyor. 52 bin kişilik bir stat ve 5 bin kişilik otoparkıyla arazinin en güzel yerinde yapılacak.

Yeni stadın projesi ne zaman yapılmaya başlandı?
İlk anlaşmalar Başbakanın oluru da alındıktan sonra 2006 yılının 8. ayında protokolün imzalanmasıyla yapılmıştır. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin GSGM’yi temsilen, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Milli Emlak’ı temsilen, TOKİ başkanı ve projede katkısı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile Galatasaray Kulübü tarafından bir protokol imzalandı. O günden itibaren de proje çalışmaları başlamıştır. Arazinin tetkiki bitirilmiştir. Ocak ayında detay projelerin çizimine başlanmıştır. İhale tarihine kadar da her şey bitmiş olacak. Her hafta çizimci firmadan dökümanlar bize geliyor.

ASP firması değil mi?
Evet. Bu firma Avrupa’da bu tarz projelerde tecrübeli bir firmadır. Stuttgart Stadı yenilenmesi, Leipsig Arena gibi büyük projelerin altında onların imzası var. Türkiye’deki ortağı da Yüksel Proje. ASP firmasıyla ilgili olarak bizim şansımız 35 senedir Almanya’da yaşayan ve 50 önde gelen mimarın içinde gösterilen Mete Arat’ın orada yer almasıdır. Çok tecrübeli bir firma ve bu mimar arkadaşımız da işin içinde. Yüklenici firma buldu kendilerini. Biz de inceledik ve bu iş için çok uygun olduklarını gördük.

Stad mimarisi genel olarak nasıl tanımlanabilir?
Seyraptepe’deki stadımız, Schalke Stadı ile Amsterdam Arena Stadları’nın mimari konseptleri temelinde hazırlanıyor. Tamamen modern stad mimarisinin anıtsal ve özgün bir örneği olacak. Estetik formuyla, kısa zamanda İstanbul’un anıtsal mimari simgelerinden başlıcası haline gelecek.

Stadın kapanabilir olma özelliğinden bahsedebilir misiniz biraz da?
Bu anlamda Türkiye’nin ilk stadı olacak. Üstünün kapanabilir olması en önemli avantajlarından biri olacak. Büyük bir kongre merkezimiz yok bizim İstanbul’da. Burada 15 bin kişilik kongreler yapabiliriz. Otomobil fuarları gibi etkinlikler yapabiliriz.

Bahsettiğiniz stad işletmesi profesyonel bir iş. Kulüp kendisi mi yapacak?
Hayır, biz bu konuda Avrupa’da en deneyimli olan bir firma ile çalışacağız. Anlaştığımız Arena firması ile beraber stadın işletmesi yapılacak. Arena firmasının işletmecilik tecrübesinden dolayı talep ettiği her şeye proje yürütülürken beraberce karar verilip yapılacak. Arena firması bu tarz organizasyonları Amsterdam Arena Stadında yapıyor ve o stat yılın 120 günü aktif durumda. Bunu burada biz de yapabiliriz.

Sportif etkinliklerin dışındaki gelirler de Galatasaray’a mı ait olacak?
Elbette. Sportif veya sportif amacın dışındaki tüm gelirler Galatasaray’a ait olacak. Ali Sami Yen’de Galatasaray’a verilmiş bütün haklar yeni anlaşmada da geçerli olacak.

Bazı konuları açığa çıkarabilir miyiz? Bize çok soruluyor, mesela yeni stadın adını biz mi koyacağız? koltukların renklerine biz mi karar vereceğiz?
Bu soru işaretlerinin tümü gereksiz. Elbette stadımızın bütün gelirleri Galatasaray’ın olacak. İsim hakları elbette Galatasaray’ın olacak. İç tasarım elbette Galatasaray’ın istediği tarzda olacak. Temel atıldığından itibaren Galatasaray bu projede hak sahibidir ve her istediğini yapacaktır. Proje, anlaşma gereği müşterek fikir üretilerek yapılmakta olup, bitmek üzeredir. Yapılan protokol gereği stat müşterek kararlara göre yapılacaktır.

Ulaşım açısından yeni stadın konumu nedir?
Seyrantepe biliyorsunuz şehrin merkezinde. Maslak kavşağına sadece 1000 metre mesafededir. Yedi şeritli yolları ve kavşakları yapılıyor. Stadın hemen karşısında olacak olan metro istasyonun inşaatı da devam etmekte. Yüzde yetmişi bitmiş durumda. Bu aslında projeye kazma vurulmuş ve başlamış olduğunun da belgesidir. Metronun triyaj yani manevra istasyonu Seyrantepe’de olacak. Saatte 45.000 kişi taşıyabilecek. Bu ilgililerden aldığım bilgidir. Metro ile stada gelenler metrodan indikten sonra 200 metre yürüyerek stada ulaşacaklar. Ayrıca bugünküyle karşılaştırılmayacak kadar geniş otopark imkanları var. Seyrantepe’deki otoparkımız 5.000 araçlık olacak.

Bu stat Galatasaray için ekonomik olarak ne anlam ifade ediyor?
Bu kompleksin adı Ali Sami Yen Spor Kompleksi olacak. Avrupa’da stat isimleri 10 senelik sürelerle çok büyük rakamlar karşılığında büyük firmalara satılmaktadır. Biz de bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu kompleksi sponsor bir firmayla beraber “X Galatasaray Stadı” olarak devam ettirmeyi öngörüyoruz. 20 civarında ana sponsor firma olacak. Banka, elektronik firması, yiyecek ve içecek firmaları ana sponsorlar olacak. Onun haricinde 150-180 adet arasında iki yanda çift kat localar diğer taraftarla da tek kat localar yapılacak. Ayrıca restoranlar, sinemalar, spor malzemeleri satan mağazalar da yer alacak bu komplekste. Kısacası bu yeni spor kompleksinde Galatasaray’ın gelirleri ciddi anlamda artacaktır.

İnşaat başladıktan sonra loca satışları da başlayacak mı?
Başlayacağız. İsim hakkı çalışmaları için de hemen başlayacağız. İnşaat şartnamesinde bitiş için verilen süre 24 ay olacak. Ben 18 ile 20 aya arasında biteceği kanaatindeyim. Ona göre satışlarda başlayacak. Stat tam olarak bitmeden de belirli bir aşamaya geldiği takdirde maçlar burada oynanabilir. Anlaşmamız gereği o stat bitene kadar biz maçlarımızı Ali Sami Yen’de oynayacağız.

Ali Sami Yen’deki tapulu arazimiz var. Burası için ne tür bir çalışma yapmayı düşünüyorsunuz?
Mecidiyeköy’deki 2175 metrekarelik tapulu arazimize de inşaat yapılacak. Bunun bir katı lokal olarak üyelerimize hizmet verecek. Altı kat yüksekliğe sahip üç kat da bodrumu olan estetik bir bina olacak bu. Böylece Mecidiyeköy’den de kopmamış olacağız.

Son beş yılda bu konuda büyük çaba sarfettiniz. Yoğun eleştiriler de aldınız. Bu süreçte neler hissettiniz?
Çok zor bir dönemdi. Tüm Galatasaraylıları bu konuyla ilgili olarak elimizde olmayan nedenlerden dolayı biraz geç olarak bilgilendirmek durumunda kaldığımdan dolayı da çok üzülüyorum ve samimi olarak özür diliyorum. Galatasaray’ın böyle bir stada sahip olmasını istemeyenler olayı provoke ettiler. Bu yüzden de belli bir dönem için sessiz kaldık. Bu reaksiyonları önlemeye çalıştık. Sessizliğimizin yanlış anlaşılması beni üzdü ama youlmdan çevirmedi. Çünkü Galatasaray’ın böyle bir stat ile tüm zorlukları aşacağını ve ekonomik bağımsızlığını gerçek anlamda kazanacağını görüyordum. Bu yüzden bu hedefe kitlenmiştim. Galatasaray’ı dünya kulübü yapmak hedefimiz, bu stadın yapımından geçiyor. Her büyük stadı olan dünya kulübü olamaz. Bunu görüyorsunuz. Bu hedefe kültürel olarak Türkiye’de hazır olan tek kulübüz. Şimdi Seyrantepe ile dünya kulübü olma hedefimizin maddi altyapısını oluşturuyoruz.


MİMAR METE ARAT ANLATIYOR
Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nin projesini çizen mimar Mete Arat, ASP firmasının ortağı. Almanya'da gurur veren birçok spor tesisini ve kamu binalarını başarıyla tamamlayan Arat, 1971 yılından bu yana Stuttgart kentinde sahibi olduğu mimarlık şirketinde 17 yüksek mimar kadrosu ile çalışıyor. Mete Arat bugüne kadar katıldığı 500'e yakın proje yarışmasında birçok derece elde etmiş Almanya'nın önde gelen mimarlarından biri. Almanya Milli Kütüphanesi, Leipzig, Oldenburg, Stuttgart Porsche Arena kapalı spor salonlarını yapan ve son olarak geçen yıl restore edilip Dünya Kupası maçları oynanan Stuttgart Gottlieb - Daimler Stadı'nı bitiren Arat, yeni Stadımızın özelliklerini yazdı.


Avrupa’da ikisi Hollanda’da, ikisi de Almanya’da olmak üzere dört tane çatısı açılır – kapanır stat mevcuttur. Bunlar inşaat tarihlerinin sırasıyla Amsterdam Arena, Arnheim Stadı, Schalke Veltin’s Arena ve Düsseldorf’daki LTU Arena’dır. Seyrantepe Stadı, Avrupa kıtasında açılır – kapanır çatıya sahip beşinci stat olacaktır.

Seyrantepe stadının çatısı, dünyada böyle statların uzmanı olan mühendislerle beraber planlanmakta olup, şimdiye kadar yapılanlardan daha güzel bir taşıyıcı sisteme sahip olacaktır.
Dünyadaki bütün statlar, birkaç istisna hariç, mesela Monaco stadı, hep büyük bir düzlükte inşa edilmiştir. Seyrantepe arazisi engebeli olduğundan, birçok gerekli işlevin çözümü, projecileri çok zorlamaktadır. Diğer taraftan, stadın bir tepenin üstüne yerleştiriliyor olması, çok güzel bir görüntü vermekte ve bambaşka bir yapıyı mümkün kılmaktadır.

Stadyumun projelendirilmesinde mimari hedeflerden önce bazı değişmez işlev kriterlerinin mutlaka yerine getirilmesi gereklidir. Bunlar sırasıyla aşağıdaki gibidir:

- FIFA kriterleri: Saha ve ölçüleri, tribünlerin yerleşimi, uluslararası maçlarda gerekli hacimler, medya çalışma alanları vs.

- Tehlike çıkışları ve diğer emniyet önlemleri.

- Seyircilerin konfor koşulları: Süitler, lounge’lar, restoran ve kulüp mekanları, sahanın her yerden optimum görülebilmesi.

- Stadyumun işleyişi için gerekli hacimler: Saha bakım, tesisat, elektrik, mutfaklar, otopark vb.

- Trafik bağlantıları: Yaya trafiği, servis trafiği, otoparklar, trafiğin çevreye uyumu.

Bütün bu işlevlerin aksaksız bir şekilde aynı anda işleyebilmesi, tasarımın ve proje sisteminin esasını oluşturur. Bunun yanında bu büyük yapının mimari kalitesinin, yani form, karakter ve estetik tesirinin en üst düzeyde olması ve dünya mimarisinin güncel olarak en ileri değerlerini yakalamasına detay seçimlerinde de ulaşılmalıdır.
Stadyumun tabanı bir elips şeklindedir. Enine ekseni 190 metre, boyuna ekseni ise 228 metredir.
Yayaların dolaşım alanlarıyla servis ve araç dolaşım alanları, stadın etrafında iki ayrı düzeyde çözülmüş ve stadın daha rahat çalışması sağlanmıştır.
52 bin kişi kapasiteli tribünler, alt ve üst tribün olarak ikiye ayrılmıştır. Seyirciler üst tribüne 5. kattan, alt tribüne 2. kattan ulaşırlar. İki tribün kısmı arasında yaklaşık 150 süit, VIP-lounge’ları, stadyum yönetimi, member’s club, müze, fan shop, restoran ve food-court gibi işlevleri içeren iki kat, 3. ve 4. katlar yerleştirilmiştir.
Stadın ana VIP girişi kuzeybatı yönünde, vadi tarafındadır. Stadın altında 800 araçlık bir VIP otoparkı öngörülmüştür. Stadın çeperinde arazinin eğiminden yararlanarak 3 bin araçlık bir otopark tasarlanmıştır. Bu park yerleri, TEM ve kuzeybatıdaki yollara uygun kavşaklarla bağlanırlar.
Yayaların büyük bir kısmı, 32 bin kişi, metro bağlantısıyla stada kısa bir zamanda ulaşabilirler. Yaklaşık 10 bin seyircinin özel arabayla geleceği düşünülürse, 10 bin seyircinin de diğer araçlarla, dolmuş, taksi, otobüs vb. ile stada ulaşacakları görülür.
Stat girişleri, otomatik bilet sistemleriyle donatılacak ve bilet kontrolüyle bina girişinden önce stat etrafında bir güvenlik çemberi oluşturulacaktır.
Mekanik ve elektrik tesisat, en son stadyum teknolojisine uygun olarak Almanya’da bu konunun uzmanları tarafından projelendirilmektedir.

RAKAMLARLA ASLANTEPE


Papazın Çayırı, Taksim Stadı, Dolmabahçe Stadı ve emektar Ali Sami Yen derken bu güne değin geride kalan 100 yılı aşkın süre boyunca pek çok farklı statta maçlar oynadık. Her biri anılarımızda iyi kötü bir yer edindiler.

Ancak şimdi geldiğimiz nokta, endüstriyel futbol gerçeği karşısında her alanda yeniden bir yapılanmayı gerektiriyor. Yüksek gelir sağlayacak prestijli bir stadyum da bu yapılanmanın olmazsa olmaz öğelerinden birini oluşturuyor. 21. yüzyılda büyük bir kulüp olarak var olacaksak, bunun yolu günün koşullarına göre inşa edilmiş modern bir stada sahip olmaktan ve tarih yazmaya oradan devam etmekten geçiyor. Uzun zamandır sürdürdüğümüz yeni bir stada sahip olabilme mücadelesi de, işte tam bu gerçeğe denk düşüyor.

İlk Projeden Günümüze
Hatırlanacağı üzere Faruk Süren ve Mehmet Cansun dönemlerinde Ali Sami Yen’i yeniden inşa etmeyi esas alan iki ayrı proje hazırlanmıştı. Ancak onlar çeşitli gerekçelere bağlı olarak hayata geçirilme şansını bulamadılar. Şu an itibarıyla Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi yepyeni bir projeyle karşımıza çıkıyor. Statla ilgili eldeki projeler kesin avan proje aşamasına gelmiş ve temeli de atılmış durumda.

İnşaat normal koşullarda 2009-2010 sezonunda bitmiş olacak. 13 Aralık 2007'de temeli atılan Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nin, Türkiye’de halihazırda Olimpiyat Stadı ile Şükrü Saracaoğlu Stadının mevcutlar içinde en iyi statlar olarak göründüğü bugünkü ortamda, Türkiye’deki en modern ve en görkemli stat olacağını da hemen belirtmek gerekiyor. Stat, sahip olduğu özellikleri itibarıyla Avrupa’nın en iyi beş stadında biri olacak. Allianze, Schalke Arena, Amsterdam Arena veya Toronto’daki Sky Dome ayarında bir stat ülkemize ve dolayısıyla da Galatasaray’a kazandırılmış olacak. Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi görünümü ve planıyla da tek olacak. Örnek stat konumundaki Aslantepe, takriben 130 milyon euro’ya mal olacak ve bunun yaklaşık15 milyon euro’luk kısmı sadece çatı için harcanacak.

Stat Arazisi

Stat için ilk etapta 80 dönüm bir arazinin tahsisi uygun görülmüştü. Ancak kabul etmek gerekecek ki, 120 m2’lik bir arazi böylesi bir proje içindaha elverişli olacaktı. Stadın ilk olarak yapılması düşünülen arazi trafik vakfı kullanımında olup, bu bölüm bir noktadan sonra normal olmayan bir düşüşü içermekteydi. Doğal olarak stadın belirli bir kitlesini oraya sığdırmak mümkün olamayacaktı. Üçte biri hatta yarıya yakın bir kısmı deyim yerinde ise havada kalıyordu. Bu noktada 30 – 40 metrelik bir kot farkı oluşmaktaydı. Bunu yedirebilmek için zamanında buralara dökülmüş çöp dağlarının en azından 20 metre sıyrılması gerekecekti. Açıkçası stat inşası için belirlenen bu ilk nokta elverişli bir konuma sahip değildi. Bu durum maket yapıldıktan sonrada çok bariz bir şekilde ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine stadın inşa edileceği arazinin değiştirilmesi için yoğun bir çaba sarfedildi. Sonunda hem proje mimarı Mete Arat’ın hem de TOKİ’nin önerileri üzerine stadın yeri değiştirilerek şimdi inşa edilmesi düşünülen noktaya alındı. Bu konuda da Sağlık Bakanlığının hastane yapmak için uygun yer kalmadığı yönünde bir takım itirazları olduysa da, Başbakanın maketi görmesi ve projenin hayat geçirilmesi için onay vermesiyle bu sorun da aşılacaktı.

Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi projesi ASP firması tarafından hazırlandı. Bu tarz uluslararası projelerde daha önce çeşitli görevler üstlenmiş olan Mete Arat bu konularda son derece tecrübeli bir mimar olarak tanınıyor. Daha önce Stutgart’taki Stadın yenilenmesi çalışmalarında görev alan Arat, bunun yanısıra Milli Kütüphane, Arena Kapalı Spor Salonu ve Güney Afrika’da bir stad projelerine de imza atmış bir isim. Bu sebepledir ki, Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi projesinin de işinin ehli bir profesyonelin elinde olduğu söylemek abartılı olmayacak.

Rakamlarla Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi
Hiç şüphesiz ki, bir projenin somutlaşmış hali ve anlaşılabilirliği onun rakamlara dökülmüş dolayısıyla da uygulanabilir hale gelmiş durumuna bakmaktan geçer. İşte kesin avan proje aşamasına gelmiş olan Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi'ni daha iyi tanımamızı ve bilgilenmemizi sağlayacak bazı veriler. Futbolseverlerin heyecanla maçları Stadın kapasitesi 52 bin kişilik. Stadın araziye konumlanmasıysa kuzey-güney oryantasyonuna yakın bir açıda olacak.

Toplam saha boşluğu kenar çekmeleri ile birlikte yaklaşık 10.000 m2 olacak stadın tribünleriyse iki kademeli olarak yapılacak. oturum alanı yaklaşık 43.000 m2 olacak. Yapının Türkiye’de benzer inşaatlarda olduğu gibi dökme beton olarak yapılması planlanıyor. Stadın oturma basamakları prefabrik beton olarak yapılacak. Çatı ise çelik olacak.

Saha ve Tribünler
İki kademe olarak yapılacak tribünlere gelindiğinde alt kademe tribünlerin yaklaşık 20 derece eğimli olması öngörülüyor. Bu sayede alt tribünlerin iyi bir seyir için sahayı tam olarak görebilmesi amaçlanıyor. Üst kademe tribünlerinse eğiminin yine yukarıdan tüm sahayı taç çizgisi de dahil görebilmesi için tercihen 34 derece olması gerekiyor. Basamakların kot yüksekliğinin alt kademede 25 cm olması uygun görülmüş durumda. Kot yüksekliği üst kademedeyse eğim 34 derece veya üatünde olduğundan dolayı otomatikman 45 cm. olacak.
Tribünlerin sahaya yakınlığı da UEFA kriterlerine uygun olacak. Seyrantepe Stadında bunun yaklaşık olarak 6 m. olması düşünülüyor. Bu sayede hem reklam panolarının rahatça saha içine konması hem de gerekli hallerde itfaiye veya ambulansın rahatlıkla saha içine girmesi amaçlanıyor. Seyrantepe Stadında tribünler ile saha arasındaki 6 metrelik boşlukla bu statta hem seyirciler Ali Sami Yen Stadına göre sahaya çok daha yakın bir konumda maç seyredecekler hem de UEFA kriterlerine uyulmuş olacak.

Stadın Üzeri Nasıl Örtülecek?
Stadın üzerini tamamen örtecek olan açılır kapanır çatı yapılacak. Yuvarlak bir görünüme sahip olacak. Stadın üstünün açılıp kapanırlığı elektrikli bir motor sistemi ile çalışan iki kapak sayesinde sağlanacak. Bu kapaklar makasların bir ray üzerinde kaymasıyla açılıp kapanacak. Stadın üstü kapaklar kapandığında tamamı itibarıyla örtülmüş olacak. Stadın tavanına basketbol salonlarındaki gibi dört taraflı bir skorboard asılması da mümkün olabilecek.
Shanın yeteri kadar ışık alabilmesi çimlerin bakımı açısından da büyük önem arzediyor. Eğer çimler yeteri ölçüde güneş ışığı almazsa çimlerin bakımı açısından sorunlara yol açabilecek bir mesele. Çünkü böyle bir statta çim değiştirmenin maliyeti çok yüksek.

Stadın Diğer Boyutları
Dolaşım alanlarının stat duvarından itibaren 15-20 m. olması düşünülüyor. Stadın etrafındaki trafik alanı da göz önüne alındığında toplam inşaat alanı 70 bin metrekareye ulaşıyor. Çok amaçlı statlarda kalıplar ve standartlar bellidir. Bu statları birbirinden farklı kılan şeyler çatı, dış cephe ve bu cephenin mimari tercihe göre aldığı biçim olmaktadır. Açılır kapanır kapaklar dolayısıyla hareketli yükü taşıyabilmek için dör tadet masif taşıyıcının dış cepheye yerleştirilmesi gerekecek Bu durumda da maliyet kaçınılmaz olarak yükselecek.

Stadın iç tasarımına tekrardan döndüğümüzde iki tribün kademesi arasındaki boşlukta süitler yapılacağı görülüyor. Bunlar iki kat olarak yapılacak. Süitler orta sahaya yakın kesimlerde, kısmen köşelerde yer alacak. Projenin alacağı nihai şekle göre belki bir miktar süit kale arkalarında da bulunacak. Süitlerin toplam sayısının 130 ile 150 arasında olması düşünülüyor. Bu arada ara bölgede bir takım boş alanlar da olacak. Buralarda toplam 1500 kişiye hizmet sunabilecek restoranlar, foot-court büfeler ve tribünler ile bağlantılı Lounge’ler (salonlar) yer alacak. Alt ve üst tribünlerin arkalarında dolaşım alanları da yer alacak. Dolaşım alanlarında büfe ve tuvaletler bulunacak. Kale arkası tribünler arkasında da yemek servisi yapan birimler olması düşünülüyor. O yerlerin dışa bakan kısımlarındaysa idari bölümler yer alacak. Planlamaya göre kulübün bir bölümü de orada yer alabilir

Statta açık loca olmayacak. Galatasaray için VIP, Basın, Protokol tribünleri olacak. Divan üyeleri ve Eski sporcular için bir bölüm ayrılacak. Ayrıca UEFA’nın 400 metrekarelik bir VIP salonu istiyor. Bu ihtiyaç Ali Sami Yen’de fiziksel koşulların yetersizliği yüzünden halen karşılanamıyor.

Seyirci ve Ulaşım
Burada kitle kontrolü önemli bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Misafir seyirci, açık tribün seyircisi gibi farklı seyirci gruplarının kontrollü bir şekilde stada giriş çıkışının sağlanması lazım. Koridorlar ve merdivenler bu ihtiyaçlara cevap verecek biçimde ayarlanacak. Seyirci 8-10 dakikada stadı boşaltabilecek. Stattaki otopark ise 4000’e yakın araç kapasiteli olarak inşa edilecek. Tabliyeler şeklinde kademeli olarak inşa edilecek otoparkın yüzde 60’ı kapalı, geri kalanı ise açık olacak. Otoparkın kademeli bir şekilde tabliyeler halinde inşa edilmesi katlı otoparklara göre giriş çıkışta da kolaylık sağlayacak. Stada seyirci taşıyan otobüsler ise Cendere yolundaki bir noktada park edecekler. Ayrıca görevliler ve güvenlik birimleri için de aynı mahalde belirli bir yer ayrılacak.

Metro ile gelenlerse TEM’in altından inşa edilecek bir geçitten geçerek stada gelecekler ve
yaklaşık 250 metrelik bir mesafeyi yürüyerek stada girebilecekler. Metro inşaatı ile burada yapılacak metronun manevra ve park istasyonlarının inşaatı halihazırda devam ediyor. Bunun yanısıra TEM’den stada ulaşabilmek için viyadük inşaatına da başlanmak üzere. Belediye tarafından yapılacak olan viyadük inşaatları da aynı şekilde devam ediyor.

Gelir Kalemleri
Peki Galatasaray’ın bu yeni stattaki gelirleri hangi kalemlerden oluşacak. Galatasaray’ın gelirleri öncelikle özel koltuk geliri yani kombine dediğimiz kalemden sağlanacak. Suitler de ayrıca önemli bir başka gelir kalemini oluşturacak. Restaurant, food-court ve büfe gelirleri, otopark gelirleri de Galatasaray’ın bu stattaki girdi sağlayan diğer kalemleri olacak.
Stat bütün bunların yanısıra hizmete girdiğinde üstünün de kapanabilirlik özelliği göz önüne alındığında yılın her zamanı çeşitli sanatsal ve sosyal etkinliklere ev sahipliği yapabilme imkanına sahip olacak. Bu yönü itibarıyla da Seyrantepe Stadı Galatasaray’a gelir kazandırmaya devam ederken, aynı zamanda İstanbul’un sosyal ve kültürel hayatındaki yeni bir çekim merkezi olarak da ön plana çıkacak.

Evet, Galatasaray yıllardır süren zahmetli bir sürecin sonunda yeni ama ondan da öteye endüstriyel futbolun gereklerine tam anlamıyla cevap veren modern bir stada kavuşmak üzere. Bugüne değin büyük özveriyle yürütülen çalışmaların artık meyvelerini toplama zamanı gelmiş bulunuyor. Seyrantepe arazisinin ve üzerinde yapılacak olan stadın 49 yıllığına bedelsiz olarak Galatasaray’a devrini öngören protokolün imzalanmış olması bunun ilk önemli adımını oluşturuyordu. Bunu, ihalesinin yapılması, Aralık 2007'de temelin atılması izledi. Sıra, planlara göre iki yıl sonra stadın açılışında. Sonrası mı? Sonrasıysa102 yıldır kazanılan zaferler zincirine yeni halkaların eklenmesine gelecek.

Onun için de şimdiden kombinenizi almakta ya da locanızın yerini belirlemekte fayda var diyoruz.

24 Kasım 2008: Aslantepe İnşaat Alanı

Aslantepe'deki stadımızın yapımı, hafta sonu yaşanan olumsuz hava şartlarına rağmen hızla devam ediyor. Stadın güney cephesini oluşturan D ve E bloklarda giriş kat seviyesine gelindi. Diğer bloklarda da ciddi ilerleme söz konusu.

D ve E bloklarda zemin kat seviyesine gelinmesinin ardından stadımız, TEM otoyolundan da görülmeye başladı.

Stat inşaatındaki yeniliklerden biri de toplam 54 adet yapılacak olan dev eğik kolonlar. İnşaat yükseldikçe daha da belirginleşecek ve stadımıza ayrı bir hava katacak olan bu kolonlar, yerlerini stadın son katında açılır kapanır çatıya destek olacak çelik kolonlara bırakacak.

Öte yandan stadın yapımını, TOKİ onayının alınması sonrasında kurulan ve geçtiğimiz hafta yapılan imza töreniyle kamuoyuna açıklanan Dhabi-Eren Talu-Alke ortaklığı üstlendi. 
 
Aslantepe'deki stadımıza ulaşım konusunda da önemli gelişmeler var. Stat ile metro arasında yaya ulaşımını sağlayacak olan üç yer altı tünelinin ön çalışmaları devam ederken stadımızın çevre yolları planları kapsamında ilk kazık çalışmaları başlamış durumda. 

 
  Bugün 4 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol